top of page
Yazarın fotoğrafıHasan R. Ardıç

TÜİK Büyüdük Diyor, Ama Kime?


TÜİK 2022 yılı büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre GSYH 2022 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 3,5 oranında, 2022 yılının tamamında ise bir önceki yıla göre yüzde 5,6 oranında büyüme kaydetti. Sanayi ve tarım sektörü daralırken hizmet sektöründe büyüme gerçekleşti.



Yazı: Hasan R. Ardıç

 


Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2022 yılında bir önceki yıla göre %107,0 artarak 15 trilyon 6 milyar 574 milyon TL oldu.


Kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 2022 yılında 176.589 TL oldu. 2022 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 176.589 TL, ABD doları cinsinden 10.655 olarak hesaplandı.


Finans ve sigorta faaliyetleri 2022 yılında %21,8 arttı, Sanayi ve Tarım sektörleri alarm veriyor


GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2022 yılında bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri %21,8, hizmet faaliyetleri %11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri %8,7, diğer hizmet faaliyetleri %5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %4,8, gayrimenkul faaliyetleri %4,3, sanayi %3,3 ve tarım sektörü %0,6 arttı. İnşaat sektörü ise %8,4 azaldı.


GSYH 2022 yılı dördüncü çeyreğinde %3,5 arttı


GSYH dördüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,5 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,9 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,9 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2022 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,5 arttı.



Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2022 yılında %19,7 arttı


Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre %19,7 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı %57,5 oldu.


Sayılar arasında boğulmadan, çok fazla sayısal karmaşaya kapılmadan bir özet yapalım;

Ekonomik büyüme, tam istihdam altında ülkenin üretiminin artması (GSYİH ile ölçülür) ve yine tam istihdam altında ülke kaynaklarına yeni ilavelerle üretimin artmasıdır.

Büyümede sadece ülkenin gelirinin artması değil, benzer şekilde kişisel gelirlerin de artması beklenir. Eğer böyle olmazsa, gelir dağılımının bölüşümünde adaletsizlik olduğu kabul edilir ve vatandaşlar böyle bir büyümenin kabul edilebilir yanı olmadığını söyler.

Büyümenin niceliksel bir anlam ifade etmesinin yanı sıra oluşturulan gelirin bir kısmı örneğin kültürel yatırımları kalkınmayı ve gelişmeyi anlatır. Büyüme parasal anlam tabii ki ifade edecektir, ama kalkınma nitelikseldir.


Bu arada bir ülke ekonomisinin büyümesi, evet GSYİH ve % olarak belirlenir, ama bunun tek bir oran olduğunu değil de tarımda büyüme, sanayide büyüme, turizmde büyüme gibi farklı segmentlerde olduğunu tekrar edelim.

Ekonomide büyüme, GSYİH ve GSMH bakımlarından tabii ki istenen bir durumun ifadesi. Hele bir de süreklilik var ve tam istihdam sağlanmış ise, konu gelir dağılımındaki homojenitenin teminine kalmış demektir. Büyümenin daha uzun süreye yayılması ve reel olması tabii olarak tercih edilir.


Örneğin 2022 yılına ait GSYİH TL 100.000.000.000.000 iken bu gelirden nüfusun %3'ü gelirin %75'ini alıyorsa; geri kalan %97 nüfus da %25 geliri paylaşıyorsa, gelir dağılımı adil değil, büyüme vatandaş nezdinde etkisizdir. Bu sadece bir örnektir. Bu durumun olduğu bir ekonomide, büyüme, kalkınma, gelişme, vb olumlu iktisadi tanımları yapmanın anlamı yoktur.


Bizdeki büyüme oranlarına bakınca; çok yüksek enflasyon altında, kontrol dışı olmak üzere olan döviz kurları, faizler ve işsizlik harmanlanınca, vatandaşın eline geçen asgari ücret, ağır vergi yükü, açlık sınırı gibi mikro ekonomi tanımları büyüme oranını sahipsiz bırakmaktadır. Oysa eğer gerçek anlamda (Burada bilgi yanlış demiyorum, bilginin kaynağı TÜİK) büyüme için son beş yılın değerleri kabul edilebilire yakın. Bilhassa IIIÇ değerleri (%9) lardaydı, gayet kabule şayan.


"İnsani gelişmişliğe, kalkınmaya ve toplumsal refaha yansımayan bir ekonomik büyümenin ülkede neye fayda sağlar?" sorusu bu noktada önemli bir soru olarak ortaya çıkmaktadır.


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page